Wall-e karakterinin dokunduğu herkese tatlılık bulaştığı mükemmel bir animasyon filmi.
Ayy her izleyişimde ilk defa izler gibi oluyorum. Bazı yerlerde hüzünlenip, bazı yerlerde kikirdeyip, bazı yerlerde heyecanlanıyorum. Bitirdiğimde ise pamuk gibi oluyorum. Buraya gelmişken azıcık da film ile ilgili bıdı bıdı yapayım.
Wall-e'nin göz tipi ve bakışı bana hüznü çağrıştırıyor olsa da her hareketi ve masumiyeti aşırı tatlı geliyor. Filmin her yerinde dokunduğu her yeri ve her şeyi güzelleştirmesi, dokunduğu herkese resmen reset atmış olması en sevdiğim şey. Ayy zaten dokunduğu her şeyi güzelleştiren ve çevresine iyi gelen kişileri çokça seviyorum.
Neyse biz wall-e diyorduk. Bulunduğu durumda kendini iyi hissedeceği bir alan yapmış olması, başının çaresine bakması ve de yaşamak isteyen bir robot olması çokça sevindirik edici. İnsan takdir ediyor valla.
(bkz: darısı başımıza denilen şeyler)
Wall-e'den bahsederken Eva'dan bahsetmemek olmaz. İlk görüşteki bakışı, ilgili hal hareketleri, şapşik tavırları, ayy her şeyi çok tatlı çok. Her sahneleri çok güzel olsa da, yangın tüpü ile uzayda dans edişleri harika. Wall-e sevgisi ile yepisyeni bir Eva ortaya çıkarıyor ya, mükemmel. Ayy işte sevginin gücü ve güzelliği. Mis mis.
Bu filmde en acı şey insanların hali idi. Birer nesneye dönüşmüş, ruhsuz, tüketim ve moda manyağı olmuş haldeler. Berbat ötesi. Neyse ki wall-e'nin reset atması ile yaşama adım atmaya başladılar.
İç ses: Auto robot sana birkaç sözüm var. Ayy sen tam bir pisliksin. Zaten teknolojiden ve robotlardan korkuyordum, sayende daha da tedirginim. Fitne fücur metal yığını seni !